Perşembe, Nisan 26, 2007

DİBEK SESİ



--

Sizlerle, dibek üzerine, geçen hafta söyleştik. Yaşadıklarımızı derin bakış, duyuşla, akıllıca, dikkatle çözümlemeliyiz.   Beklenmedik zamanda; karşımıza karnaşık ve bilinmeyen ilişkiler yumağı çıkar. "DÖVÜLEN KEŞKEK TATLI OLUR" Bu özlü sözde; yapılan işe gönül vermenin anlam ve önemin açıklamaya çalışmış, atalarımız.

            Bu ataözümüzde kullanılan; "dövme" kavramını insanları aşağılama, al aşağı etme suçlama , çamur atma, tekme tokat, üstüne çıkma anlamında kullanamam YANLIŞ OLUR.. Atalarımız bunu kast etmemişlerdir. Yapmaya çalıştığımız işimizde, uğraşımızda gösterecğimiz hassasiyelerimizin, önemini, işin üzerine disiplinli bir şekilde kafa yormamızı belirtmeyi hedefledikleri açıktır.

            "Dibek" kavramını oyuk taş anlamında ve yaşadığımız   gördüğümüz  olguların şekillendiği, biçimlendiği mekan anlamında algılanmalıdır. Boş dibekten gelen dibek tokmağı sesleri; "küt küt" diye, dolu dibekten gelen tokmak sesleri; "güm güm" diyerek duyulur.

            "Tıngır mıngır"," şangır şungur", "harıl harıl", gürül gürül" "çatır çutur",  şırıl şırıl", "mışıl mışıl"... seslerinin insan yaşamında ki anlam ve önemi farklıdır. Bu anlamda  yazmak, olanları sorgulamak ve yorumlamakta   sonsuz yararlıklar vardır.

            "Keşkek" kavramına takılırsak.   Dövülmüş buğday, sindirilebilecek besin, akıl süzgecinden geçmiş söz, düşünce, eylem ve olgular için  yapılan bir tanımlama olmalıdır. Ezme, sıkma, şeklini bozma anlamında kulullanmak... gibi bir hakkımız yok. Yaşananları ve yaşdıklarımızı iyiye , güzele, hayra yormak, en büyük sorumluluğumuz olmalıdır.

              Taraf olmak gerekirse; Hakk'tan, adaleteten, hukuktan, barıştan, dostluktan, insanlıktan, emekten,  güzellikten, ahlaki  olandan yana olmak asıl olan., KOCA YUNUS EMRE'nin anlatımıyla;" İlim, ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsen bu nice okumaktır." Tarafında, kendimizi eğitmek, anlamlı olanıdır.

            "Haberci olmak"," yorumcu olmak", "dırdır olmak," "mır mır olmak"...bazı özellikler gerektirir "KENDİN OLMAYA" çalışmak, erdemli olanıdır. BU MİNVAL(doğrultu)de, emek ve uğraş vermenin "yolunda olmak" idiası insanı yüceltir. Yarın ve gelecek kaygısına kapılmadan yaşamak olası değildir. Yarın ve gelecek kaygısı insanların içindeki en büyük güçtür.   Bu gücün; "Rahmani" ve "şeytani" yolda kullanmak bir tecihtir.

              Dibek taşında, dibek döverken;  buğdayları, dibek dışına taşırmadan , sebil etmeden, korunaklı, sakınaklı, ve dokunaklı olarak işin tamamlanması yararlı olandır. Zararla, ziyanla işimiz olamaz, elimiz, dilimiz, o yana varmaz.

            Yaşadığımız coğrafyanın derinliklerinden gelen, "Uruk' diyarından. Yarı tanrı, yarı kral GILGAMEŞ Destanından; Tüm yapılacak güzel işlerde"   HEP BİRLİTE; HEP BİRLİKTE diye  çalıyordu, şafakla birlikte,   Gılgameş'in davulu."

            "Alper tunga öldi mi?,/ Kızıl bayrağ ağdi mi/ Ağdi ,ise ağdi./ Kara toprağ dogdi mi/" Yiğidine böyle seslenir, Türk insanı. Alper Tunga Destanı'nda. " Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır." Diyor Mustafa Kemal.

Geçen hafta; 2.İNÖNÜ ZAFERİ'nin yıldönümü kutlandı. Zaferden sonra; Mustafa Kemal'in telgrafı; "Siz,   İnönü'nde düşmanı değil, Ulus'un  makus(ters giden) talihini yendiniz." Diyerek kutluyor Komutan İsmet İnönü'yü.

Eskişehir'de;  107 yaşındaki İstiklal savaşı Gazisini son yolculuğuna uğurlandı. Bilmem haberlerde, basında duyup, okudunuz mu?   Onlar ki; TÜRKİYE CUMHURİYETİ'MİZİN Kuruluşunda hazır bulunan son tanıklardı.  Son iki İSTİKLAL SAVAŞI gazimiz,  hakkın rahmetine uğurlandı. Bize bu cennet vatanı bırakanların ruhları şaad olsun diyerek önlerinde eğiliyorum.04.04.07Ankara

  

p://ihsan.durakailesi.com

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home