Perşembe, Ağustos 09, 2012

KURTULUŞ KUTLAMALARI

        Eylül ayı gelince ege bölgesi ilçelerinde bir telaş başlar. Sıkıntı verir rahata alışmışlara. Tarla, tapan, bağ bahçe işleri, esnafım… şimdi bayrak asmanın zamanı mı? Kendi kendince yakınmalarda bulunur kendini bilmezler. Bana ne kurtuluştan, düğünden bayramdan?…

         Ama yine de tülü kabakları görmekte hoş oluyor. Bu, resmi geçitlerde neyin nesi? Artık böyle asker gibi protokol önünden uygun adımlarla geçmekte olmuyor canım. Hele, arabaların üstündeki reklamları andıran süslemeler…sırf gösteriş.

         Savaşın acılarını yaşamayanlar, kurtuluşun anlam ve önemini kavrayamazlar.

         HER 3-4-5-6… EYLÜLDE

SOL YANIM BİR BAŞKA ATAR

         Doğduğu, doyduğu, olduğu yerdeki güzellikleri fark edemeyen ve bu güzelliklerin siyasi ekonomik çıkar hırslarına kurban edilişine göz yumanlara ne diyelim?

         Kutsal Kitabımız Yüce Kur’anı Kerim İnsanoğlunun kendine sunulan nimetlere ve zenginliklere karşı nankör davranışlar sergilediğini bize iletir.

Bizlerin görevi;

         Üç bayramı iç, içe yaşadığımız günlerin hürmetiyle, kendimize, halkımıza, dinimize, ülkemize sonsuz hizmetler sunanları bu güzel anlamlı günlerde anmanın, kutsamanın, kutlamanın erdem ve onuru bizi yüceltecektir.

         Bağımsız ve özgür olamayan uluslar; ibadetlerini, mutlu günlerini sevinç ve sağlık içinde kutlayamazlar. Ne mutlu ki bizlere;

“Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan…”N.H.RAN “Güneş ülkesi; ANATOLİA”, 1000 yıla varan zaman diliminden bu güne, bize vatan olmuştur. Şehit ve gazilerimizi minnet ve şükranla önlerinde saygıyla eğilirim.

         89’ncu Kurtuluş Gününü kutladığımız Balıkesir’imizin zenginliğinin ve güzelliğinin anlayamayanlara söylenecek bir söz yoktur.

         Kurtuluş Günlerini bizlere armağan eden, başta Mustafa Kemal ve onun emir ve komutasında ki Türk Ordusunun 30 AĞUSTOS BAŞKUMANDANLIK MEYDAN SAVAŞININ ZAFERİ VE KUVAYI MİLLİYE güçlerinin CEPHE GERİSİ İŞGALCI GÜÇLERİ SINDıRMA, HALKA YAPACAKLARI ZULÜMLERE, YAKIP, YIKMALARA,CAN VE MALLARINA VERECEKLERİ ZARARLARI ENGELLEYEN HALK GÜCÜMÜZ.

         Büyük dayılarımın anılarından; “…Yemen, Kanal, Suriye Cephelerinde savaştık Mehmet  Dedem Bombay’a esir olarak götürüldü. Kükürt havuzlarında gözlerinden oldu. Bizde Demirci Kaymakamı Mücahit İbrahim Ethem Akıncı’nın müfrezesine katıldık.  Yaz günü İşgal güçleri köye geldiler( Sındırgı Düvertepe Köyü) Çulluların(dedem)evine yerleştiler. Bizde Yukarı köylerden bize destek aramaya gittik. Gittiğimiz yerlere Biz jandarmayız silah toplamaya geldik diyerek kendimizi tanıttık, Kurtuluşa inananlar bize destek oldu. Bize inanmayanlar Böyle çapulçu jandarma mı olur diyerek bizimle dalga geçtiler…”H.Kahraman’ın DÜVERTEPE kitabından

         Kuvayı Milliye Komutanı, Sonradan Balıkesir, Malatya, Muğla Valiliği görevinde bulunur. Son günlerini Sındırgı halkı ve Kuvayı Milliye arkadaşları arasında geçirir. Sındırgı Mezarlığının onuru ve şerefidir; İBRAHİM ETHEM AKINCI.

         Kurtuluş Savaşı Mücahidi’nin,silah arkadaşlarına son veda konuşmasından

         “… Biz bu vatanı üç söz üzerine kurtardık. 1- SA’Y( emek, uğraş, didinme, çalışmak…) 2- İFFET( ar, namus, kutsal değerleri koruma gücü)

3-SADAKAT( Vatana, millete, bayrağa… bağlılık) üzerine inşa ettik. Şimdi sizler köylerinize gideceksiniz. Biz bu vatanı kurtardık diyerek övünmeyeceksiniz. Ama sizinle dalga geçecekler. Bunlarda Kahramanmış diyerek. Siz onlara aldırmayınız.

         Şimdi köylerinize gideceksiniz. Sabanın kulpuna yapışacaksınız. Zaman, vatanı yeni baştan imar ve mamur etme, üretim zamanıdır.”(Demirci Akıncıları)

         KURTULUŞ GÜNLERİMİZİN ANLAM VE ÖNEMİNİ KAVRAYAMAYANLARA BU ONURLU ŞEREFLİ KUTLU GÜNLERİNİ ANLATMAK BENİM ŞÜKRAN BORCUMDUR.

 

        

        

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home