Perşembe, Ocak 04, 2007

KAVUŞMA



--
İhsan DURAK
Öğretmen (E)
http://ihsan.durakailesi.com

         Ölümünün  733'ncü yıldönümünde Mevlana'nın   Ulu Allah'ına kavuştuğu günü yaşıyoruz. 17 aralık '2006  pazar günü, DÜĞÜN günüdür. Ömrü boyunca  HOŞGÖRÜ ANITI olarak yaşamıştır. Türkçe konuşup, eserlerini   Farsça yazmıştır. Mevlana Celalettin RUM-İ İslam  Alemi'nin en büyük şair ve düşünürü olarak yaşamını sürdürür.

         İnsanın kendi yaşamını düzenlerken, yaşadığı toplumun değer yargıları, inanç dünyasını, ahlaki değerlerini   kavraması onları harfiyen bilmesi yaşam sorunlarımızı çözmeye yetmez. Bu bağlamda  benimsediğimiz ve içimize sindirdiğimiz kuralları yaşam biçimine dönüştürmek anlamlı olanıdır.

         Açık örneklemek gerekirse; "İki arı da, aynı çiçekten yiyeceğini alır.   Ama birinde bal, diğerinde zehir olur." Ormanda; " Her iki ceylanda ot ve su ile beslenir. ama birinden gübre, diğerinden misk çıkar....." Her iki kamışta aynı su ile beslenir. Ama birinin içi boştur. Diğerinin içi şekerle dolar...." " demek ki önemli olan, alınan bilgileri sindirerek, olumlu yönde   kullanmak gerekir." Diyor ölümsüz eseri MESNEVİ"DE.

         Başlığımız "kavuşma" sözcüğünü kasıtlı ve anlamlandırmak günümüze uyarlamak için seçtim. Önümüzde ki güzel günler için.

         Yaşamın verdiği günlük uğraşlarımız, dalgınlıklarımız arasında, en sevdiğimiz insanları fark etmeden gelip   geçtiğimiz olmaktadır. Düğünler, anma günleri, belirli gün ve haftalar, dini ve milli bayram günleri, özel yemekler, semt ve mahalle pazarlarımız, çarşı, dinlenme mekanlarımız, sevdiklerimizle, diğer insanlarla kavuşma buluşma ortamlarıdır.

          Sevinçli ve mutlu günlerimizde; bir birimizin hal ve hatırını sorarken, selamlaşırken karşımızdaki insanı üzecek, incitecek, yargılayacak, sorgulamalardan kaçınmak insanı haliyle tanımak ve anlamak gerekir diyerek düşünürüm. Kavuşma günlerimizin daha güzel anlamlı ve kalıcı olması kendi elimiz , dilimiz ve bedenimizin eseridir.   Kiminle? Nerede? Nasıl? Hangi durumda kavuşacağımızı bilmek olası mı? Bu durumda:

         "İŞİNİ BEĞEN" derken; işinle  avun, onunla uğraş, onu küçük görme.

         "AŞINI BEĞEN" derken; yaşama kaynağını, gücünü, lokmanı koru.

         "EŞİNİ BEĞEN"derken; yaşamını bölüştüğüne güç ver.Dostunu ara.

         "KENDİNİ BEĞENME " diyerek; sana zarar veren düşünce ve davranışlardan uzaklaş. Uzaklaş ki; mutlu olup kendine iyiliklerde bulunasın diyerek mürşitlik eder.

Kendilerine yaşamını anlatmasını isteyenlere üç sözcükle yaşamını tanımlar; HAMDIM. PİŞDİM. YANDIM.

      HAMLIK; Zor. PİŞMEK; Zor. YANMAK; Çook çook zooooor.

        1207 yılında dünyaya gelen MEVLANA doğumunun 800'üncü yıldönümünün UNECO tarafından HOŞGÖRÜ ve anma yılı olarak kutlanması bana mutluluk verdi.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home