Perşembe, Nisan 26, 2007

“BAHAR GELMİŞ”



         Yazma hastalığı mikrobu, bulaşmaya görsün.  Uçan kuştan, esen yelden,   damlayan  sudan yola çıkıp  deryalara erişir insan. Uykulu gözler, iğneli sözler, insanı insan eder, anlayana.

         İşimiz insanların kusurlarını yüzüne vurarak, kimseden hınç almak değil, Siyasi, ekonomik ve bireysel çıkarlar için kimseye ; bu yaştan sonra; ne yalakalık yapmaya, nede bunlarla uğraşacak zamanımız var. Biz işimize bakalım.

         Bir insanı haksız kılmak için, önce  Hakk'ça düşünüp, Hakk'ça yargılamak gerekir. Ben vatandaş İhsan'ım. Gözüm görebildiği aklımın erebildiği kadar açıklamak, ve insanları bilgilendirme, hatırlatma sorumluluğum var.

         Kimseyi haklı ve haksız diye yargılamaya hakkım yok. Vatandaş sitem kardır. Sitem karlık; Gerçek topsumsal hafızanın( Efkarı umumiye, kamuoyu bilincinin ) oluşmasına yardımcı olmaktır.

         Yönetenler, iktidar sahipleri; "Şeyh Edebali'nin; Damadı Osman Bey'e" nasihatlerini okumamış olması, anımsamamaları   düşünülemez. Bu geçmişi inkar, geleceğe ihanet olur.

"MEMLEKETİMİN"

         Yaklaşık  Bira aydır, Balıkesir ilimizin tüm ilçelerini dolaştım. Sokaktaki insanların gözlerine ve sözlerine baktım. Cami avlusundan kahve haneye, pazar yerlerinden, sanayiye.

         Neler gördüm; Donuk bakışlı, tedirgin,ürkek, suskun, bıkkın, kaygılı insanları fark etim. Pazarlarda; Sergiler renga renk, insanlar hınca hınç. Alışveriş, nanay. Soran çok, alan yok. Satanın, "anasını satayım" diyor. Vatandaş Çin malına mı? baksın yerli mala mı baksın? Hangisi sanal hangisi gerçek?   Ancak memleket güllük gülistanlık. Sizce doğu mu söylüyorum? Takdir sizin..

         Vatandaş; "-Tam bende onu söyleyecektim", aklıma gelmedi. Vatandaş neyi söyler? Alınıp satılanı, yapılıp yıkılanı,   peki ülkemizde satılıp pazarlananlar neler? Halkın , köylünün ürettikler mi? Yoksa, Ülkemizin yer altı ve yer üstü kaynaklarının "babalar gibi pazarlanması ve satılması mı? Hangisi sizce uygundur?

         Caddeler, sokaklar taklarla süslü, aydınlatılmış olması elbette güzel. Makyajla güzelliğini, gençliğini kurtaramazsın. Kazancın, gençliğin, KOZMETİKÇİLERE, BOYACILARA, BADANACILARA gider. Birde bakmışız" Bir arpa boyu yol, gitmişiz."

"DAĞLARINA"

            Eski zaman deyimiyle "Mart ayı; dert ayı" diyorlar. Bu deyim ilik bakışta böyle gelir. "Mart kapıdan baktırır çapa kürek yaktırır" diyerek pekiştirme   yaparlar. Bir az açalım.  Mart; uyanıştır. Mart; Göçtür, yörük yaylasında. Mart; yeniden doğuş, kıpırdanma, derlenip toparlanma, var olmak için kendini yeniden güçlü kılma zamanıdır.

            Güzel insanlarımıza dert verip derman aratmasın. 15 Mart Ülkemizde TIP BAYRAMI. Sizce halkımız  sağlığında;kutlu ve mutlu bayramlar yapabiliyor mu? "Sağlık" temel insan hakkı olmaktan çıkarılıp, çıkar ve sömürü hakkı olarak kullanılmasına karşı çıkan SAĞLIKÇILAR meydanlardaydı. Bir vatan haini ilan edilmedikleri kaldı tp://ihsan.durakailesi.com

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home