KENDİMİ ANLATAMADIM Kİ…
Şan şöhret ve namda hiçte gözüm yok ki. Sandılar ki bu adam yazar olmuş. Ne yazarlıkta , nede şanda şöhrette gözü var. İnsan gibi yaşamak, yaşadığını sevenleriyle bölüşmekten başak bir hedefi yok. Zaman içinde kendince söyleşmek, kimseye pok atmadan, yaşamın güzelliklerini ve olumlu yanlarını görerek zamanla barışık yaşamak. Birlikte yaşadığı, duygularını paylaştığ insanları yüceltmek ve onlerın sızlanmalarına mazhar olmanın çilesi, çabasını anlamak.Bunları duymak görmek istemeyenlere sitem hakkım bile yok.
Her insan kör sağır ve dilsiz değildir. Yaşadığımız olaylar ve olumsuz yaşantılarımız; insanı kör sağır ve dilsiz yapar. Gazetemizde ki bu fotoğrafım KARAĞAÇ KÖYÜ ALTINDAKİ KÖPRÜ MESİRE YERİNDE bir bayram günü çekildi.
Asıl olan fotoğraflardaki yaşanan güzel anları çoğaltmak ve yarınlara olumlu, alımlı, anlamlı yaşamlar aktarmak olmalıdır. İçinden geçtiğimiz yaşam dilimi siyasal tercihlerinin belirgenleştiği, kendi kaderimiz kendimizin belirlediği sıcak günleri geçirdik.
Ülkemiz siyasetinde kullanılan argümanların, basitliği ve şom ağızlarca yapılan cacık, ve sulandırılmış değerlendirmelerin dışında kalarak yaşananları anlamlandırmak ve insanlarımızla paylaşmak anlamlı olur.
Konuk olduğumuz gazetemizde değişik bir tat ve kokuda duygular sergilemenin peşinde olarak tuşlara basıyorum.Her cümlemde oluşan ben kavramına takılmayınız. Ben bir siyaset, hukuk, ahlak inanç uzmanı filan değilim. Yaşantılarımda oluşan tortulları sizinle paylaşan biriyim. Kimseye akıl vermek ve kimseye üstün gelmek gibi bir yarış içinde olamam.60 yıla yakın ömrünün 30 küsür yılını insan eğitimine adamış, bununla yaşamını kurmuş sizlerden biri olarak aranızda dolanıyorum arasıra sayfalar beni kabul ederse görücüye ve siz okuyucuları selamlıyorum.
Söz ve saz ustası Musa Eroğlunun dizelerin anımsadım yazı arasında;" Bana ne bahardan, yazdan." Diyemiyorum. Diyemediğim için de sizlerle içimdekileri paylaşıyorum.
Şimdi herkes mutlu ve müreffeh.Yakınmalarımız bitti.Kötümserliklerimiz rafa kalktı.İstediğim oldu. Tercihimde haklıyım. BARAJLARIMIZ SU DOLU.Ambarlarımız ekin, depolarımız kömür ve odunla dolu. Kilerimiz de yıllara yetecek yağımız ve unumuz var. Pazarlarımız yaz gününde baharda baştan başa bolluk. Yolarımız asfalt. Meydanlarımız tertemiz pırıl pırıl aydınlık, sularımız şırıl şırıl. Dağlarımızda kuzularımız meleşir, kayaluıklarımızda üveyiklerimiz ötüşür. Geyiklerimiz ormanlarda dolaşır.
Ah!.. şu trafikteki ve dağdaki, terörde olmasa; her şey güllük gülistanlık. Yalan mı söylüyorum? Yalanım varsa beni uyarın. Benim şimdi bir elim yağda , bir elim balda. Hanım sağ olsun. Çalışıp çabalıyor. Bana öyle bir bakıyor ki; elimi sıcak sudan soğuk suya dokundurmuyor.
Sormayın nerelerdesin? Ben şimdi kendimi Ege'nin mavi sularına attım. Tüm günahlarımdan arınmaya bakıyorum.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home