GÖRMEDİM, DUYMADIM, SÖYLEMEDİM
“Türkiye'de kimsenin bilgi edinmek, kültürlü olmak, öğrenmek, evrensel değerlere ulaşmak gibi bir derdi yok. Okula gitmenin tek bir amacı var, o da diploma. Ne kadar cahil olursan ol ama bir diploma kap, çünkü iş bulmak için o kâğıda ihtiyacın olacak. İşte gerçek bundan ibaret… Sık sık bu memleketteki derin cehaletten yakınıyoruz ama asıl kastettiğimiz, okula gitmeyenler değil. Çünkü onların hiç olmazsa geleneksel kültür değerleri var.
Sistemin istediği m o d e r n köle tipi. Bir ömür boyu üç kuruşa
çalıştırılacak, iktidar partilerini ve uluslararası şirketleri semirtecek,
kendisi de salaklar için yaratılmış bir sahte cennette mutlu olduğunu
düşünerek AVM'lere koşup duracak. Sonunda posasını çıkarıp atacaklar onu bir kenara. Eskiden köleler hiç olmazsa ayaklarına geçirilen prangaların farkındalardı, şimdikiler zincirlerini bile göremiyor.”28 Mart 2012 Çarşamba 08:36 - Zülfü Livaneli
Beğenmediğimiz, ama sokaklarını süpürdüğümüz, fabrikalarını doldurduğumuz AB ülkelerinden yansıyan, yakınlarımın tanık olduğu, bana anlattığı bir trafikte kırmızı ışık ihlalinin vatandaş davranışlarına etkilerini aktarmalıyım.
Kavşaktaki trafik lambalarını gören bir konutta ikamet eden iki komşu arasında ki konuşmadır.
Alman vatandaşı Hans. İşe yetişmek için evden aceleyle çıkar. Telaşlıdır. Yol boştur. Kırmızı ışığı fark etmeden kavşağı geçer. Pencereden kırmızı ışık ihlalini gören komşusu durumu ileri kavşaktaki görevli Trafik polisine iletir. Kırmızı ışık ihlali yapan vatandaşa gerekli uygulamayı yapar. Ceza makbuzuna itiraz etmeden, cezayı öder ve işine gider.
Akşam evine dönen Hans’ı, kapı komşusu, kapıda karşılar ve sorar; bugün işte ve trafikte neler yaşadınız? İşiniz dışında yaşadığınız bir durum var mı?
-Evet var. Kırmızı ışık cezası ödedim. Ben kırmızı ışığı fark etmedim. Ama benim kırmızı ışıktan geçtiğimi fark eden sorumlu bir arkadaş durumu polise iletmiş ki; polis beni dururdu, ceza yazdı.
- Ya öylemi Hans!..
-Seni polise ben bildirdim.
-Teşekkür ederim komşum, beni uyardığın için. Beni uyarmamış olsaydınız başıma daha acı bir kaza gelebilirdi.
Bana anlatılan olay bu. Aynı durum ülkemizde gerçekleşse siz nasıl davranırsınız?
İnsani, siyasi, ekonomik, kültürel sıkıntılarımızın kökeninde yaşayan nedir?
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” ,“Her koyun kendi bacağından asılır.”, Görsen de, görme. Başını çevir ve geç.”
*İ DURAK İ* ‘nin, incir çekirdeğini doldurmayan yakınmalarıdır.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home