ULUSAL EĞİTİMDE
KÖYLERDE ELEKTİRK YOKTU AMA:
“Dağlarda tek, tek./ Ateşler yanıyordu./ Ve yıldızlar öyle ışıltılı,
Öyle ferahtılar ki,
Şayak kalpaklı adam/ nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden/
Güzel ve rahat günlere inanıyordu/ ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki
Mavzerinin yanında,/ birden bire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun sağındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar “Üç” dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak, çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar, / eğildi, durdu.
Bıraksalar
İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak
Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlayacaktı.” Nazım HİKMET Kuva-yı Milliye Destanından.
***
“TAM TERSİNE
Karıkoca şehrin kalabalık ana caddelerin birinde geziniyorlar. Kadın bir ara söylenir.
-Çok kırılıyorum sana… Adam şaşkınlıkla sorar.
-Ne oldu ki? Neden kırılıyorsun? Kadın:
-Neden olacak. Ne zaman geç ve güzel bir kız görsen, kendinden geçip evli olduğunu unutuyorsun.
Adam içini çekerek cevaplar:
-Yanılıyorsun karıcığım yanılıyorsun. Tam tersine, asıl o zaman evli olduğumu hatırlıyorum.
***
NE GEREĞİ VAR DI?
Şimdi bu iki farklı parçayı yazının başına almanın bir anlamı olmalı.
Şayak kalpaklı adamın ruhunu yakalamış alnında bilgilerden çelenkler taşıyan prometeler(Atatürk’ün öğretmenleri), ANADOLU ve Trakya’nın dağ başı köylerinde ışıltılı gözleriyle, ahırlardan bozma sınıf pencerelerinden kara önlüklü, beyaz alınlı yavrularımızı, soğuk ve ayazda teneke sobaların kızıllığıyla ısınan sınıflara bekliyorlardı. TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ insanlarının kör karanlıklardan çıkarılması için.
Anadolu insanın yurdumuzun işgalci güçlerine karşı örgütlediği KUVA-YI MİLLİYE(HALK GÜÇLERİ BİRLİĞİ)nin başardığı “KUTSAL İSYAN”. Sembolu Mustafa Kemal’in KOCATEPE’ye çıkış fotoğrafıdır. “Başkomutanlık Meydan Muharebesi”,YENİ TÜRKİYE DEVLETİ’NİN kaderini değiştiren “KURTULUŞ SAVAŞI DESTANININ” YILDIZ. ZAFERİDİR.
Meydanlarında kazanılan zaferler; eğitim, bilim, sanat ve kültürle taçlandırılmadıkça bir anlam taşımaz. Atatürk’ün gösterdiği hedefler açıktır.
“YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ.”, “ÇAĞDAŞ UYGARLIĞI AŞMAK.” Bu hedeflere ulaşmanın temeli; EĞİTİMDE, BİLİMDE, TEKNOLOJİDE, GÜZEL SANATLARDA YENİ UFUKLARA YELKEN AÇMAKTIR.
BUNUN YOLU:
ULUSAL EĞİTİM, ULUSAL SAVUNMADAN GEÇER.
Kendilerini gelişmiş, çağdaş, ilerlemiş ülkeler olarak kabul ettiren ülkelere, üstün beyin gücü İHRAÇ ETMEK İŞDEĞİLDİR. Ülkemizin geleceğini kendimiz tayin edebilecek nesiller yetiştirmek gerekir. Lise eğitimi düzeyinde öğretim veren üniversiteler yerine, Bilim ve teknolojik donanımlı özgür, özerk üniversiteler ancak bunu başarır.
“TÜRKİYE, TÜRKLERE BIRAKILMAYACAK KADAR ÖNEMLİ VE DEĞERLİ BİR ÜLKEDİR.” DİYEN EGEMEN ÜLKELERDİR. BÖLÜCÜ TERÖR VE AYRIMCILIKLARA DESTEK VEREN DIŞ DÜŞMANLARA KARŞI, EĞİTİM VE ÖĞRETİMİN DENEME TAHTASI OLMAKTAN ÇIKARILMALI.
TÜRKİYE’MİZİN YENİ YÜZ YILLARA TAŞINMASI İÇİN, EKONOMİK KALKINMANIN MOTOR GÜCÜ, BİLİMSEL EĞİTİMLE DONATILMIŞ; EĞİTİMLİ, KALİTELİ İNSAN GÜCÜYLE, ÜLKEMİZİ GELECEK YÜZ YILLARA TAŞIRIZ.
*DURAK İ*
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home